İflas halindeki ticari işletme
Temmuz 22, 2009 | 30,00 EUR | cevaplandı Dr. Dr. Danjel-Philippe Newerla
Merhaba,
lütfen aşağıdaki soruları cevaplayabilir misiniz:
Ben, iflas sürecimin iyileştirme aşamasındayım. Ana işim çalışmaktır.
Daha önce bir muhasebe bürom vardı ve bazı müşterilerim hala benim tarafımdan yönetilmek istiyor. Aylık düzenli ve sabit gelirler söz konusudur.
Yıllık gelirlerimle birlikte, iş dışı kazançlarımın icra sınırını aşmayacağı gibi.
Mahkemeden, gelirlerimi iflas yöneticisi aracılığıyla aktarmamak -yani hesabıma yatırılmalarına izin vermek için- Finansal İdare Kanunu'nun 19b maddesi uyarınca küçük işletme düzenlemesini talep edersem ve YMM'ın vergi dairesi karşısında sorumlu olmadığı durumda başvurabilir miyim?
Başka bir soru, vergi dairelerinde mevcut olan bir vergi borcudur ve aynı zamanda iflas yöneticisi tarafından da bildirilmiştir.
Yıllık olarak vergi iadesi alırım ve bu da FA tarafından vergi borcuna mahsup edilir, ancak bu durum yeniden İcra ve İflas Kanunu'na (InsO) göre alacaklıyı koruma anlamına gelir. Vergi dairesini bana ödeme yapmaya zorlayabilir miyim?
Ve son soru:
Eğer işletmede tek seferlik siparişler veya alımlar nedeniyle değişken aylık sonuçlar oluşursa -bir kere zarar, bir kere kar-, bu durumun haciz tablosu ile nasıl ilişkili olduğunu belirtir misiniz, yıllık kar onikibe bölünüp sonra haciz edilir mi, yoksa aya mı bağlıdır?
Şimdiden teşekkür ederim
Saygılarımla
Carsten
Sayın Danışan,
İlk olarak talebiniz için teşekkür ederim!
Aşağıda, katkınız ve durumunuzu açıklamanız dikkate alınarak, sorularınıza şu şekilde cevap vermek istiyorum:
1.) Mahkemeden, aldığım paraları iflas yöneticisi aracılığıyla geçirmeden -yani hesabıma yatırılmasına izin verilebilir mi- Finansal İdare Kanunu'nun 19b maddesi uyarınca küçük işletmeci düzenlemesini talep ettiğimde ve yöneticinin Vergi Dairesi'ne karşı Umsatzsteuer (KDV) konusunda yükümlü olmadığı durumlarda?
Hayır, maalesef bu mümkün değil, çünkü genel olarak tüm gelirler güvenilir kişiye (iflas yöneticisi) aktarılır, çünkü bunlar iflas masasına dahil olur.
Vergi düzenlemeleri, yani özellikle küçük işletmeci düzenlemesinden yararlanma, gelen para miktarının gelir olarak niteliğini etkilemeyeceğinden, bu durum üzerinde temel bir etkisi olmamaktadır.
2.) Vergi Dairesi'ni bana ödeme yapmaya zorlayabilir miyim?
Bu, literatürde farklı şekillerde yanıtlanan ve hukuk pratiği ile yasa (İflas Kanunu) tarafından henüz kesin olarak düzenlenmemiş çok zor ve çok tartışmalı bir sorudur.
Başlangıç noktası, genellikle gelir vergi iadesinin, işverenin, belirli tablo değerlerine göre hesaplanan brüt ücretin bir kısmını vergi dairesine stopaj olarak ödediği ve ödenen stopaj miktarlarının ödenmesi gereken yıllık vergiyi aştığından, geri ödenmesi gereken bir farkın ortaya çıkması sonucudur.
Bu noktada, stopaj iadesinin işçi ücretinin bir parçası olup olmadığı ve dolayısıyla zorunlu olarak iflas yöneticisine ödenmesi gerektiği sorusu ortaya çıkmaktadır. Bu soru, belirtildiği gibi, farklı şekillerde yanıtlanmakta, ancak sonuç olarak çoğunluk tarafından reddedilmektedir:
Frankfurt İflas Kanunu Yorumu, Lohn- und Einkommensteuererstattungen unter § 287 Rn. 44'te, Lohn- und Einkommensteuererstattungenin bir iş geliri olmadığını açıklamaktadır (LG Braunschweig NJW 1972, 2315; Stein / Jonas / Brehm ZPO, § 850 Rn. 30). Ancak, bunun aksine fikirler de vardır (LAG Hamm, NZA 1989, 529; LAG Frankfurt BB 1989, 295).
Ağırlıklı görüşe dayanarak, geri ödeme gelir olmadığından ve güvenilir kişiye ödenmesi gerekmeyeceğinden çıkarım yapılabilir.
Ancak, bu noktada, Vergi Dairesinin iflas alacaklısı olduğu durumlarla olmadığı durumlar arasında hala ayrım yapılmalıdır.
Bu nedenle, genel olarak vergi iadelerinin, çoğunluk görüşüne göre, iflas yöneticisine ödenmesi gerekmeyebileceği belirtilebilir, ancak bu durum, özellikle hala açık vergi borçları açısından, özel durumların incelenmesi gerektiğinden ve bu nedenle bu aşamada bir ilk danışma çerçevesinde kesin bir şekilde netleştirilemeyeceğinden, maalesef belirtilmelidir.
3.) Şimdi işletmede tek seferlik siparişler veya alımlardan dolayı dalgalanma olursa -yani bir kez zarar etmek bir kez kazanmak-, bu durumun haciz tablosuyla nasıl bir ilişkisi olur, yıllık kazanç on ikide bölünür ve sonra mı haciz edilir, yoksa aya mı
Bu soru sizi de ilgilendiriyor mu? Yalnızca 7,50 EUR karşılığında tam yanıtı görebilirsiniz.